Bir insanın imandan nasibi mahlûkata şefkati ölçüsündedir. Siz bir ölçüye kadar o şefkati sergileyen insanlarsınız. Yaprağı dökülecek bir ağacın yaprağını bile vaktinden evvel dökmeyi cinayet sayacak insanlar.. karıncaların otağ kurdukları yerde gezerken “aman birine basarım” diyenler.. kendi üzerlerine gelmeyen, sokma endişesi olmayan, ısırma endişesi olmayan yılana, akrebe, çıyana bile kıymayanlar.. böyle bir kıymayı bile cinayet sayanlar…
*Evet, şefkat kahramanları, bu şefkati dünya çapında bir ölçüde sergilediklerinden dolayı gönüllere tahtlar kurdular. İki senedir onlar hakkında yapılan tezvirat belki daha önce de kapalı şekilde vardı; hazımsızlıktan kaynaklanıyor, gizli gizli yapılıyordu. Adanmış ruhların takdir ve mükâfat beklentileri yoktu. Adanmışlık ruhuyla hareket ediyorlardı ama sultanlar gibi semereler ortaya koyuyorlardı. Kendilerine sultanlık yakışırdı, fakat hiçbir zaman kendilerini amelenin üstünde görmediler. Açtıkları okullarda sıvacılık yaptılar, duvar ustalığı yaptılar; tahtayı sırayı masayı derlediler, toparladılar, kurdular. Sadece mektebe bunları kurmakla kalmadılar, gönüllere tahtlar kurdular. Onun için iki senedir süren tezvirat iki sene daha devam etse, sonra iki sene daha devam etse, Allah’ın inayetiyle gevezelerin gevezeliği yanlarına kâr kalacak. O insanlar diyecekler ki: “Bakmayın onların dediklerine, biz üç tane daha okul açmanızı istiyoruz.”
*Bölünmeyin, parçalanmayın; Allah’ın kudret eli sağlam bir heyet-i içtimaiyeyle beraberdir. Vifak ve ittifak, Cenâb-ı Hakk’ın tevfikat-ı sübhaniyesinin en büyük vesilesidir. Bir ve beraber olur, hadisin ifadesiyle, bünyan-ı marsus gibi bir hal alırsanız, Allah da eltâf-ı sübhaniyesini başınızdan aşağıya sağanak sağanak yağdırır.
Bu video 13/09/2015 tarihinde yayınlanan “Fitneler Asrı ve Sulh Çizgisi” isimli bamtelinden alınmıştır.
Tamamı burada: https://www.herkul.org/bamteli/bamtel...