Sveriges mest populära poddar

Kardelen

Tüm eşya ve hâdiselerin Allah’a işâret edişi [Risale-i Nur - 003 | 1. Söz - 03]

18 min • 26 september 2019

- Bütün bir mevcûdâtın lisân-ı hâl ile Bismillâh diyor oluşu.

- Eşyanın mülk (madde) yüzüne bakarak melekût (mânâ) yüzünün anlaşılması.

- Kur’ân âyetleri ile kâinâtın âyetleri arasındaki irtibatın anlaşılması.

- Sebepler ve neticeler arasındaki yakınlığın yanıltıcılığı ve hem sebeplerin hem de neticelerin Allah’a (celle celâluhu) verilmesinin gereği.

- Her şeyin Cenâb-ı Hakk’ın (celle celâluhu) nâmına hareket ediyor oluşu.

- Birinci Söz’de verilen Hz. Musa (a.s.) örneğinde Cenâb-ı Hakk’ın (celle celâluhu) kudretinin, Hz. İbrahim (a.s.) örneğinde ise rahmetinin birer tecellisini görmekteyiz.

- Mevcudat da hal lisanı ile Rahmet ve Kudret'e iltica etmektedir.

- Âdi sebeplerden mucizevari neticelerin hasıl olması sebeplerin acziyetine ve neticelerin doğrudan Allah'tan oluşuna işaret etmektedir.

- Kâinatın dilinin okunmasında mânâ-yı harfî (varlıkları, Allah’ın isimlerine ayna olmaları yönüyle tefekkür etmek) ve mana-yı ismî (Mevcudata mevcudat hesabına bakmak. Varlıkların özelliklerini, görevlerini ve faydalarını ‘yaratıcıyı düşünmeksizin’ incelemek.) kavramları esastır. Mânâ-yı harfî bakışı, kâinata Allah namına bakmaktır. Böyle bir bakışta her varlık Allah’ı tanıtan, O’nun isim ve sıfatlarına delalet eden bir harf hükmünde olur. Mânâ-yı ismî bakışı ise, kâinata bizzat kâinat namına bakmaktır. Böyle bir bakışta, varlıkların Allah’a delaleti gizlenir, sadece o varlıkların kendileri görülür. Pencereye bakmakla pencereden bakmak elbette bir değildir. İşte, mânâ-yı ismî pencereye bakmak, mânâ-yı harfî ise pencereden seyretmektir.

https://www.youtube.com/watch?v=1QMTW9tuck8

00:00 -00:00